ÖLÜM HİÇBİR ZAMAN HİKÂYENİN SONU DEĞİLDİR

INCENDIES

Denis Villeneuve’in yönetmenliğini yaptığı “Incendies” filmi, dram/savaş türünde karşımıza çıkmaktadır. 2010 yılı Kanada yapımı olan film, Genie En İyi Film Ödülü’ne sahiptir. Film, mekân olarak Ortadoğu’ya ve Lübnan’a uzanırken sahnelerinin yanında müzikleri ile de izleyiciye bambaşka bir ruh katmaktadır. Bu ruh ise Nawal Marwan rolüyle Lubna Azabal tarafından izleyiciye verilmektedir.
Bir yetimhanede topuğundaki üç nokta iziyle bir çocuğun bakışları ve filmin o mistik müziğiyle karşılar film bizi. Ardından ise Nawal Marwan’ın hikâyesi başlar.
Nawal Marwan’ın ölümüyle birlikte yaşamına dair sır perdesi aralanır Bu aralık ise Nawal’ın ikiz çocukları olan Simon ve Jeanne tarafından gösterilir.
Nawal, ölümünün ardından çocuklarına bir vasiyet bırakmıştır. Bu vasiyette çıplak bir şekilde yüzükoyun gömülmek istediğini belirtir. Bir de mezarında isminin yazılmamasını. Nawal bu isteğini şu şekilde açıklar: “Sözünü yerine getirmeyenlerin mezar taşı olmaz.”
Nawal, çocuklarının her birine birer mektup bırakır. Bu mektuplardan birisi babalarının bir diğeri ise abilerinindir. Bu iki mektup yerine ulaştığında sessizlik bozulacak ve söz tutulmuş olacaktır. Böylece Nawal’ın ismi mezar taşına yazılabilecektir.
Böylece çocukların annelerinin hayatını araştırmalarıyla birlikte geçmişe Nawal Marwan’ın Lübnan’ın iç savaşındaki hayatına döneriz. Mekânlar Jeanne’nin annesini bulmak için gittiği yerlerde hem bugün adına hem de geçmiş adına gösterilir. İkizlerden birisi hiç tanımadıkları babalarının izlerini sürerken bir diğeri ise hiç bilmedikleri abilerinin izini sürmektedir. Ancak çocukların asıl bilmediği tek bir isim vardır: Nawal Marwan.
İkizlerden biri olan Jeanne, Lübnan’a doğru yola koyulduğunda annesi hakkında şu gerçekleri öğrenir: “Babanı arıyorsun ama annenin kim olduğunu bilmiyorsun!” Onca yılın ardından Nawal’ın ismi hala o bölgede bilinmekte ve hakkında pek de iyi şeyler söylenilmemektedir. İkizler annelerinin mektuplarını ulaştırmak için çıktıkları bu yolculukta aslında annelerinin içler acısı dünyasına doğru yol alırlar. Nawal’ın Kfar Ryat hapishanesine düşmesi, dayak, tecavüz… Nawal, Lübnan iç savaşında Hristiyan milislerin liderini öldürdüğü için bu hapishaneye düşmüş ve yıllarca unutulmayacak bir mahkûm haline gelmiştir. O, artık yediği her dayaktan ve her tecavüzden sonra şarkı söyleyen kadın -72 numara olarak akıllara kazınır.
Simon ise abisini ararken ikizi Jeanne tarafından bir gerçeğe uyanır. “Bir artı bir her zaman iki etmez!” Bu sözün ardından ikiz kardeşler gerçeği görürler ve Newal’in sözü tutulur. Mektuplar iki ayrı gönderici ismiyle tek bir adrese gider. Birinde 72 numaralı orospu yazarken bir diğerinde ise 72 numaralı mahkûm yazılır. O zaman anlar izleyici bir artı birin her zaman iki etmeyeceğini…
Savaş ve dram türünün bir kadın karakter üzerinden işlendiği eşsiz filmlerden birisidir İçimdeki Yangın. Bir artı bir her zaman iki etmez sözünün izleyici üzerinde bıraktığı final sahnesi ise bu filmi unutulmayacak yapımlar arasına koymaktadır. Mekânlar film boyunca tüm gerçekliği izleyiciye verilir. Lubna Azabal’ın oyunculuğu ise filmi farklı bir boyuta taşır. Özellikle hapishane sırasında gördüğü tüm eziyetlere rağmen hücresinden şarkı söyleyerek çıktığı sahneler izleyicinin hafızasından uzun süre çıkmayacak türden.

Leave A Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir