Elmas alanlarına sahip olmak için süren bir savaş, binlerce ölü ve milyonlarca mülteci… Filminin özetini de tam olarak bu sözler oluşturuyor. Tükettiğimiz şeylerin ısrarını üretenler açısından gösteren “Kanlı Elmas” filmi 2006 tarihli ABD yapımı macera/dram kategorisinde yer almaktadır. Filmin başrollerinde Solomon rolüyle Djimon Hounsou, Amerikalı gazeteci Maddy Bowen rolünde Jennifer Connelly ve Albay için çalışan asker Danny Archer rolünde ise Leonardo Dicaprio yer almakta. 

Film, Sierra Leone’de ailesiyle birlikte yaşayan ve balıkçılık yapan Soloman Vandy’in ülkesindeki karmaşa nedeniyle ailesinden ve çocuklarından ayrılmasıyla başlıyor. Çünkü bu Afrika toprağı görünürde iki çatışma alanına sahip: Hükümet ve hükümet karşıtı grup DBC.

DBC, hükümetin politikalarını kabul etmeyerek kendi hegemonyasını illegal bir şekilde gerçekleştiren, girdiği yerleri yakıp yıkan, kendilerine zorla aldıkları çocuklardan asker yetiştiren silahlı bir örgüt. Bu örgütün Sierra Leone’ye girmesiyle Solomon’un ve ailesinin hayatı değişmektedir. DBC, Solomon’un oğlu Dia’yı kendisine asker olarak alır. Solomon ise elmas aramak için araziye götürülüp ailesinden ayrılır. Film, Solomon’un ailesini aramak ve oğlunu kurtarmak için verdiği mücadele sebebiyle ilerlese de Afrika ülkesinin şartlarına ve maden aramada yapılan kaçakçılığa ve zorbalığa ışık tutması bakımından izlenilesi ve düşünülesi bir film. 

Solomon, elmas arama sırasında bulduğu oldukça büyük ve değerli bir elması saklar. Danny ise Solomon’un değerli bir elmas sakladığını öğrenerek bu elması alma karşılığında ona ailesini bulmada yardım edeceğine dair söz verir. Solomon ve Danyy’in yolculuğu bu sebeple başlasa da Danny’in yolculuk sırasında karşılaştıkları onu daha fazla sorgulamaya iter. Elbette bu durumda gazeteci Maddy Bowen’in de rolü büyüktür. Maddy, Afrika’da gerçekleşen sömürüyü duyurmak ve buna neden olan isimleri açığa çıkarabilmek için Danny’den yardım ister. Çünkü Danyy’in Albaya yakın olduğunu ve elmasa sahip olmak isteyen şirketlerle çalıştığını bilmektedir. Danny, başta bunu kabul etmese de “elmas eşittir ölüm” sloganının gerçekliğine daha da yaklaşmaktadır. Aslında Danyy’in her şeyin farkında olduğunu Albay ile yaptığı şu diyalogdan anlıyoruz:

Görünüşe göre isyancılar elmas alanlarını geri aldı, Danny. Sierra Leone hükümeti araya girip isyancıları düşürmemiz için bizimle anlaşma yaptı.

Siz isyancılara silah satıyorsunuz hükümet de kullanmalarını önlemek için sizi tutuyor. Güzelmiş efendim.  Herhalde siz de maden imtiyazları istiyorsunuz?

-Hükümeti kurtarıyoruz Danny. Onlar da minnettarlıklarını gösteriyorlar.

-Siz de zengin oluyorsunuz, değil mi?

Film boyunca en çok düşünülmesi gereken yerlerden bir tanesini bu diyalog oluşturuyor. Çünkü maden alanlarına sahip olmak için hükümetin ve isyancı terör örgütünün yaptığı tüm girişimler benzer. Kurtarılmak istenen halk ve onların emeği değil, sahip çıkılmak istenen ülke ve çocuklar da değil. Tüm nedeni sadece maden oluşturuyor. Bu birbirine karşı savaşan iki tarafın tek nedeni… Çünkü hükümet de yakıp yıkarak halk için savaştığını söylüyor DBC de. 

Solomon, Maddy ve Danny bu süreç boyunca birçok şey görüyor. Gördükleri karşısında en çok şaşıran ise Solomon oluyor. Danny ile konuştuğu sırada ona bu şaşkınlığını şu sözlerle dile getiriyor:

“Beyaz insanların elmaslarımızı istemesini anlıyorum. Ama kendi insanlarım bunu birbirlerine nasıl yapabiliyor?” 

Filmin ilerleyen sahnelerinde ise en çok duraksadığımız sahne Solomon’un bir mücevherci önünde elmastan bir kolyeye bakması oluyor. İşte düşünmemiz gereken noktayı tam da bu sahne oluşturuyor. Birilerinin parmağına takacağı bir elmas yüzünden bir ülkede insanların kolları kesilebiliyor. Çocuklar ailelerinden ayrılıp beyinleri ölümle yıkanabiliyor. Üstelik bu çilelileri çeken halk bu ülkenin zenginliğinden hiçbir zaman yararlanamıyor ve hiçbir zaman bu elmasları göremiyor. Tüketim üzerinden düşünülmesi gereken ve bu tüketimi elmaslar ve Afrika ülkesi üzerinden anlatan başarılı bir yapım “Blood Dıamond.” 

Filmin sonunda ise verilerle birlikte şu açıklamalar yer alıyor:  

“Ocak 2003’te kırk ülke çatışma elmaslarının akışını durdurma girişimi olan ‘Kimberley Process’i imzaladı. Ancak yasa dışı elmaslar hala pazara girmenin yolunu bulmaktadır. Bir elmasın çatışma dışı olması tüketicinin ısrarına bağlıdır. Sierra Leone’ye barış gelmiştir. Afrika’da ise hala 200.000 çocuk asker bulunmaktadır.” 

Leave A Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir